<?php bloginfo('title'); ?> - <?php the_title(); ?>

Gaziantep Dair Ne Varsa..


Gaziantep'e Dair Ne Varsa Bu Adres'de..

Hoş Geldin 18.216.69.239 >> Şu Kadar 66287 ziyaretci Vardı >> Bu Sayfa 159499 Kez Tıklandı >> Oldugun Ülke us >> Gaziantep Tarihi Camiler'da Bulunmaktasın >> Oldugun Sayfa //gaziantepliyem.tr.gg/Gaziantep-Tarihi-Camiler.htm Adresi >> Gaziantep'e Dair Ne Varsa..
Site Map Contacts anasayfa

ANKET

Gaziantepteki hizmetleri nasıl buluyorsunuz?

POPÜler YAZILAR

Deneme yazı

Son Yorumlar

Deneme yazı

ARŞİVLER

Admin Paneli

CELED UŞAGLAR VİDO

FLATCAST TEMALARI

KABE-MEDNE CANLI İZLE

RADYOMUZ

Anket

Deneme yazı
  • Etİketler

    YARDIM ZAMANI

    reklam

    Dost Sİteler

    reklam reklam reklam reklam reklam

    Sitemizin Diger Dilleri


    Gaziantep - Antep - Antepli Fıkralar - Antepli Şiirler - Antep Resimleri

    Gaziantep Tarihi Camiler

    Gaziantep Tarihi Camiler
     
    Gaziantep Tarihi Camiler
     
    GAZİANTEPLİYEM

    Gaziantep Tarihi Camiler

    ALAYBEY CAMİİ

    Caminin kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Camideki 1594 tarihli kitabe ve 1598 tarihli mezar taşından 16. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır. 1597 tarihli Şer’i Mahkeme Sicilinde merhum Gamî Bey tarafından yaptırıldığı kaydedilir.
    Yaptıran kişinin Alaybeyi olan bir komutan olması nedeniyle Alaybey Camii olarak anılmaktadır. Eser bugünkü şeklini 1809 yılında almıştır.

    Siyah bazalt taşlarla kaplı avluda kırmızı ve beyaz taşlarla desen yapılmıştır. Son cemaat mahalli taştır ve iki mihrabiyesi vardır. Siyah-beyaz taşlarla süslü taç kapı gösterişlidir. Enine dikdörtgen planlı harim bölümü ayaklarla bölümlere ayrılmıştır. Mihrap renkli taşlarla oluşturulmuş geometrik desenlerle süslenmiştir. Müezzin mahfilinde ahşap işçiliği, zarif kalem işleri ve oyma ejder figürü dikkat çeker.

    Minare şerefesi korkulukları ve mukarnasları oyma taş işçiliğinin güzel örneklerinden biridir.
     
     

    AĞA CAMİİ

     Tunuslu Antep kaymakamı Ferruh Ağa tarafından    16. yüzyıl ortalarında yaptırılmıştır. Bugünkü şeklini 1799 onarımında almıştır. Bulunduğu konum nedeniyle Şehreküstü Cami veya Yaycıoğlu Cami olarak da anılmıştır.

    Kıbleye paralel iki bölümlü enine dikdörtgen planlıdır. Mihrap önü kubbelidir. Siyah-beyaz taş işlemeciliği ile Gaziantep’in en özgün eserlerinden biridir.

    Minaresi camiden ayrı olarak avlu içinde yapılmıştır. Cami içerisinde ayrı bir minare izi vardır. Özgün minarenin yıkıldığı ve daha sonra avlu içerisinde yenisinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Minare, kare taş kaideli, yivli burma oymalı dairesel gövdeli, taş şerefeli ve külâhlıdır. Şerefe altında mukarnaslar ve çini panolar dikkati çeker.
    2005 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır.

     

     ALAUDDEVLE CAMİİ 

     

          1479-1550 yılları arasında hüküm süren son Dülkadiroğlu Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey zamanında yapılmıştır. Kesin yapılış tarihi bilinmemektedir. Eski camiden günümüze sadece minaresi kalmıştır. Mevcut yeni cami 1903-1909 yılları arasında halk tarafından imece usulü ile yaptırılmıştır. Toplanan para kubbe yapımına yetmeyince Sultan Abdülhamit’ten yardım alınmıştır.

    Mimarı Armenak, ustabaşısı ise Kirkor’dur. İnşaat sırasında Gaziantep’in 32 mahallesinden gönüllüler çalışmıştır. Halk arasında Alaüddevle’den bozma Ali Dola Camii adıyla da bilinmektedir.

    Minarede Memlûk sanatının etkileri görülür. Yeni olan camii kısmı süsleme yönünden zengindir. Giriş cephesi siyah-beyaz taş dizileriyle renklendirilmiş. Diğer cephelerde pencere kenarları ve dikey bantlarda iki renkli taşlarla hareketlilik sağlanmıştır. Sivri kemerli içi çiçek ve altıgenlerle bezeli mihrap dikkat çekicidir. Son cemaat mahalli yoktur.
     
     
     
     
     
     
      AYŞE BACI CAMİİ
     
     

     

    1722 tarihli vakfiyesine göre 18. yüzyıl başında Mehmet oğlu Hacı Ali tarafından yaptırılmıştır. Bu yüzden Hacı Ali Ağa Cami olarak da anılır.

    Fransız işgalinde ciddi olarak hasar gören yapı 1961 yılında kapsamlı bir onarım geçirmiştir.

    Taç kapı şeklindeki kemerli avlu girişi siyah-beyaz taşlarla örülüdür. Cami enine dikdörtgen planlıdır. Bugünkü son cemaat mahalli sonradan yapılmıştır. Gaziantep’in en sade eserlerinden biridir. Mihrap etrafındaki geometrik süslemeler dışında önemli bir süslemesi yoktur. Çokgen gövdeli minarenin şerefe altı mukarnaslıdır. Yapı onarım ve eklemelerle özgün özelliklerini büyük ölçüde kaybetmiştir.
     
     

     

     

    AHMET ÇELEBİ CAMİİ

    Cami 1672-73 yıllarında Peygamber (S.A.V.) soyundan Hacı Osman oğlu Şeyh Ramazan tarafından yaptırılmıştır. Bu yüzden Ramazaniye Camii olarak da anılır. Fakat cami sonradan ilâve edilen medreseyi yaptıran Ahmet Çelebi’nin adını almıştır.

    Cami kıbleye paralel enine dikdörtgen iki bölümden oluşur. Özgün taş ve ahşap işçiliğinin nadir örneklerini sergiler. Kadınlar mahfilindeki kalem işi süslemeler dikkat çekicidir.

    Bahçenin altında eskiden caminin ve mahallenin su ihtiyacını karşılayan bir kastel vardır. Kastele kısmen kesme taş, kısmen kaya oyma merdivenlerle inilir.

    Kasteller, abdest alınıp ibadetin yapıldığı, insanların dinlenme ve susuzluklarını giderme yeri olarak kullanılan Gaziantep’e özgü yapılardır. Kastel içerisinde küçük bir havuz vardır. Ayrıca bir havalandırma bacası  bulunmaktadır.
     
     
     
     
     
     
     
     
    BEKİRBEY CAMİİ

     

    Eski kayıtlarda Kürtüncüler ve Molla Ahmet Mescidi olarak da anılmaktadır. İlk olarak Şeyh Ahmet tarafından 1585 yılında yeraltı kasteli ve mescit olarak yapılmıştır. Çukur Çeşme denilen bu eserin yetersiz kalması nedeniyle bugünkü cami Hacı Ali oğlu Hacı Ebubekir tarafından 1648 yılında yaptırılmıştır.

    Son cemaat yeri ve minaresi Gaziantep savunmasında büyük ölçüde zarar görerek yenilenmiştir. Minarenin petek ve alem kısmı Fransız işgali sırasında yıkılmıştır.

    Şerefedeki taş işçiliği özenlidir. Avlunun batı tarafında 19. yüzyıl sonunda eklenen iki katlı bir medrese bulunmaktadır. Cami yapısı siyah-beyaz renkli taşlarla örülmüştür. Mihrap nişi pembe ve siyah renkli taş kaplamaları, burmalı sarkıtları ve geometrik desenli kabartmaları dikkati çeker.
     

     


    BOYACI CAMİİ

    Gaziantep’in en eski yapılarından biridir. Cami, 13. yüzyıl başlarında yapılmış ve son şeklini 1575 tarihinde almıştır. Bazı kaynaklar ilk yapılış tarihini 1211 olarak verir. Minber kitabesine göre 1357 yılında Memlûkler döneminde bitirilmiştir. 1575 yılında Halep valisi Mehmet Paşa tarafından onartılmıştır.

    Arşiv belgelerinde Kadı Kemalettin, Boyacıoğlu, Boyacızade, Cami-i Kebir (Ulu Cami) olarak da anılır. Rivayete göre Boyacı Yusuf olarak anılan meşhur Karakoyunlu Kara Yusuf Bey tarafından yaptırılmıştır. Kadı Kemalettin adı ise camide görev yapan âlim bir kadıdan kaynaklanmaktadır.

    Ceviz ağacından yapılan minber yıldız, palmet, rozet ve geometrik motiflerle süslü kündekârî ahşap işlemeciliğin en eski ve özel örneklerinden biridir. Minber, tekerlekler üzerinde hareket eden tek örnektir.Cami enine dikdörtgen planlı olup dört ayakla birbirine paralel iki bölüme ayrılmıştır. Mihrap önü kubbeli diğer bölümler çapraz tonozlarla örtülüdür. Minare 19. yüzyıl sonunda yenilenmiştir. Caminin medresesi yıkılmıştır.

    2007 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır
     

     

    BOSTANCI CAMİİ

    Ahizade Hacı Abdürrahim tarafından 16. yüzyılın ilk yarısında yaptırılmıştır. Girişteki onarım kitabesi 1574 tarihlidir. Mihrap üzerinde kitabesi bulunan kapsamlı onarım ise ilk yaptıranın soyundan gelen Koca Battal Ağa’ya aittir.

    Cami kare planlı olup kıbleye paralel üç bölüme ayrılmıştır. Ayaklarla bölünen cami dokuz çapraz tonozla örtülüdür. Dört sivri kemerli son cemaat yeri ana mekândan daha uzundur. Giriş taç kapısı ve mihrap siyah ve beyaz taşlarla süslenmiştir. Mihrabı örten yarım kubbe dört dizi mukarnaslıdır. Mihrap nişinin iki yanında süslemeli başlıklara sahip sütunceler vardır. Hafif dışa taşmış olan taç kapı siyah-beyaz taşlardan örülmüştür. Minare çokgen gövdeli, şerefe altı mukarnaslarla ve çini süslemelerle bezelidir.

    Medresesi ise tek hücre dışında tamamen yıkılmıştır.
     
     
     
     
     
     
     
    ÇINARLI CAMİİ
     
    Eski Çınarlı Camii’nin 1660 yılından önce yapıldığı düşünülmektedir. Caminin avlusunda eskiden beş adet büyük çınar ağacının olduğu söylenmektedir. Bu ağaçlar ve cami Kurtuluş savaşı sırasında yıkılmıştır. Yerine 1950’lerde yeni bir cami inşa edilmiştir. Günümüzdeki caminin eski cami ile mimari bir benzerliği yoktur.

    Kurtuluş savaşındaki hatıralarıyla Gazianteplilerin gönlünde taht kuran bu caminin yakınında şehitler mezarlığı bulunmaktadır.

    Cami dikdörtgen planlıdır. Son cemaat mahalli dört ayakla taşınan beş bölümden oluşur. Minaresi tek şerefeli ve şerefe altı mukarnaslıdır.
     
     
     
     
     
    .
     
     
     
     
    EYÜPOĞLU CAMİİ
     

     

    Kesin yapım tarihi bilinmemektedir. İlk olarak 14. yüzyılda yapılmasına rağmen bugünkü şeklini Osmanlı döneminde almıştır. 1557 tarihli Ayıntab Vakıf Defteri’nde kaydı vardır.

    Avluya üç yönden giriş vardır. Siyah taşlarla döşenmiş ortasında siyah-beyaz taşlarla damalı bir pano işlenmiştir. Son cemaat mahalli düz tavan ile örtülüdür. Cami ana mekânı kıbleye paralel iki bölümden oluşmaktadır. Mihrap siyah, vişne çürüğü ve beyaz mermer geometrik süslemelidir. Merdivenle çıkmalı minberi ve vaiz kürsüsü vardır.

    Minaresi tek şerefeli olup şerefe altı mukarnaslıdır. Gövde ve petek kısımları bilezik ve sağır kemerlerle süslenmiştir.
     

     

     

     

     

    HACI NASIR CAMİİ

    Yapı ilk olarak 1570’lerde mescit olarak yapılmış, 1689 yılında minber konularak camiye çevrilmiştir. Mescit olarak yaptıran kişinin Hacı Nasır olduğu kaydedilir. Camiye dönüştürülmesi ise Kamalakzade Hacı Mahmut oğlu Hasan Ağa tarafından yapılmıştır. En önemli onarımı 1812 yılında geçirmiştir.

    Cami kıbleye paralel iki bölümden oluşan enine dikdörtgen planlıdır. Dört taş ayakla çapraz tonozla örtülü mekânlara bölünmüştür. Ahşap müezzin mahfili Gaziantep’teki en zengin kalem işlerine ve geometrik süslemelere sahip eserlerden birisidir.

    Yapının en önemli unsurlarından biri minaresidir. Şerefe altı mukarnasları, burmalı gövdesi, palmet, rozet, yıldız motifleri ve çini süslemeleri ile özgün bir örnektir.  1999 yılında cami çatısında çıkan yangında büyük oranda zarar gören minare, 2006 yılında sökülerek tekrar yapılmıştır.
     
     
     
     
     
     
     HANDANBEY CAMİİ

    16. yüzyılda Handanbey tarafından yaptırılmıştır. 1575 tarihli Ayıntab Vakıf defterinde adı geçmezken, 1596 tarihli Şer’i Mahkeme Sicili’nde kaydı geçmesi bu iki tarih arasında inşa edildiğini gösterir. Yapı birkaç kez onarım geçirmiştir. Handaniye, Handaliye, Andaliye gibi adlarla anılmıştır.
    Fransız işgalinde kıble duvarını delerek içerde patlayan bir gülle ile cami bölümü harap olmuştur. Cami onarılırken plan korunmuştur. Kıbleye paralel iki bölümden oluşur. Ortadaki iki ayakla, çapraz tonozla örtülü altı bölüme ayrılmıştır. Taç kapısı siyah, beyaz ve kırmızı taşlarla bezelidir. Minberdeki ahşap işçiliği özeldir. Minare palmet motifleri, rozetler ve çini tabaklarla süslüdür.
     
     
     
     
     
     
     
     
    HACIVELİ CAMİİ
     
    Eser 1645 yılında mescit olarak inşa edilmiştir. 1690 yılında minber eklenerek cami haline getirilmiştir. 1912 yılında ise tümüyle yenilenerek bugünkü şeklini almıştır. Yeni Cami, Küçük Cami gibi isimlerle de anılmaktadır.

       Avluya iki renk geçmeli yuvarlak kapı ile girilir. Kapı üzerinde üçgen alınlık vardır. Cami enine dikdörtgen planlıdır. Çatısı ahşaptır. Son cemaat mahalli yedi ahşap direkle taşınan düz tavanlıdır. Son cemaatin batı tarafından basık kemerli bir kapı ile minareye çıkılır. Minare kısadır. Şerefe bölümü kafesli, şerefe altı mukarnaslarla bezelidir. Şerefe ahşap şemsiye ile örtülüdür.
        2008 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır.
     
     
     
     
     
     
     
     
     
    HÜSEYİN PAŞA

    1719 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mahkeme sicillerinde mimar olarak Hüseyin oğlu Osman adı geçmektedir.

    Cami enine dikdörtgen planlıdır. Ortadaki iki taş ayak ve duvarlar tarafından taşınan eşit büyüklükte altı kubbe ile örtüdür. Son cemaat yeri de sivri kemerlere oturan üç kubbe ile örtülüdür. Duvarlarla çevrili dış avlusu mevcuttur. Mihrap geometrik taşlarla süslenmiştir. Mermer minber, ahşap korkuluklara sahiptir.

    Minare çokgen gövdeli ve iki şerefelidir. Şerefe altları mukarnas, korkulukları ise rozet ve geometrik motiflerle süslüdür. Gaziantep savunması sırasında minarenin bir bölümü yıkılmış ve bir süre yangın kulesi olarak kullanılmıştır. Eski fotoğraflarda tek şerefeli olduğu görülen minare 1950 yılındaki onarımla bugünkü şeklini almıştır.
     
     
     İHSANBEY CAMİİ

    Ertene oğlu Esenbek tarafından 14. yüzyıl ortalarında yaptırılmıştır. Ses benzerliği nedeniyle Esenbek, İhsan Bey, Hasan Bey gibi adlarla anılmaktadır.

      Kıbleye paralel iki bölümlü enine dikdörtgen planlıdır. Kuzey cephesi ve taç kapı siyah-beyaz taşlarla bezelidir. Minaresi camiden ayrı olarak avluda inşa edilmiştir. Şerefe üstü külâhsız, kubbeli ve ahşap saçaklıdır. Şerefe altı mukarnaslarının taş işçiliği dikkat çekici özgün örneklerdendir.
      Caminin altında eskiden caminin su ihtiyacını karşılayan bir kastel vardır. Kasteller, abdest alınıp ibadetin yapıldığı insanların dinlenme ve susuzluklarını giderme yeri olarak kullanılan    Gaziantep’e özgü yapılardır. Kastele avlu kapısının hemen önünden kara taştan yapılma 25 merdivenle inilir. Kastel kısmen kaya oyma, kısmen kesme taştır. Kare biçimli bir havuz, dinlenme sekileri ve özgün su kanalları vardır.
        2006 yılı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır

     

     

    KANALICI CAMİİ


     

    Bugün mevcut olan yapının 19. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Ekiz Mescidi, Ekizoğlu mescidi gibi adlarla da anılır.

    İlk olarak 1593 yılında bir mescit olarak yapılmıştır, 1724 yılında camiye çevrilmiştir. 1861 yılında ise Gözükara Memik’in öncülüğünde halkın yardımıyla yeniden inşa edilmiştir. Fransız işgali sırasında hasar görmüş, Cumhuriyet döneminde tekrar onarılmıştır. İlk yaptıranın ise Ekizoğlu lakabıyla anılan Hacı Mustafa olduğu söylenir.

    Enine dikdörtgen planlıdır. Kıbleye paralel iki bölüme ayrılmıştır. Çapraz tonozlarla örtülüdür. Giriş kapısı siyah-beyaz taşlarla çevrilidir.  Camiye bitişik olarak yapılan minarede zarif taş işçilikli şerefe yer alır. Şerefe altı mukarnaslıdır.

     

     
    Bugün 59 ziyaretçi (111 klik) kişi burdaydı!


    Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
    Ücretsiz kaydol